29 Mayıs 2012 Salı

Cumhuriyet Gazetesi Bilim-Teknoloji Dergisi'nin 25 Mayıs 2012 tarihli sayısında yayımlanan "İki Araştırma Raporu ve Ülkemiz" başlıklı yazımı sizlerle buradan da paylaşmak istedim.

Keyifli okumalar diliyorum.

İKİ ARAŞTIRMA RAPORU VE ÜLKEMİZ

Son aylarda birbirini izleyen ve ülkemiz açısından da çok önemli göstergeler içeren iki araştırma raporu açıklandı. Bunlardan birincisi, INSEAD önderliğinde yapılan ortak bir çalışma olan ‘’Küresel Yenilikçilik İndeksi’’ idi. Bu akademik kurumda çalışan Prof. Dr. Soumitra Dutta‘ nın editörlüğünde gerçekleştirilen çalışma raporu, hangi ülkelerin yenilikçilik konusunda gelişip yükseldiğini, hangilerinin ise düşmeye başladığını göstermesi açısından çok ilginç verilere sahip.

YENİLİKÇİLİKTE NEREDEYİZ?

Klasik ölçümlerden farklı bir yöntem uygulaması ile dikkat çekici olan bu araştırmada nüfus başına düşen araştırmacı sayısı gibi geleneksel ölçütlerden kaçınılmış. Araştırmada kullanılan ölçütler arasında; kurumlar, insan sermayesi, araştırma, alt yapı, piyasanın düzeyi gibi beş değişkene ağırlık verilmiş. Bunlarla ilgili girdiler olarak; içerik odaklılık, problem odaklılık, uygulama odaklılık ve disiplinler arasılık konuları incelenmiş. Çıktı olarak ise, bilimsellik ve yaratıcılık olarak iki önemli çıktı göz önünde bulunduruluyor. Girdi-çıktı oranları ile ‘‘Yenilikçilik Etkinlik” katsayıları hesaplanarak 125 ülke ekonomisi, yenilikçilik kapasiteleri ve sonuçlarına göre değerlendirilip sıralandırılıyor. Bu sıralandırmalara göre; İsviçre birinci ve onu sırasıyla İsveç, Singapur, Hong Kong, Finlandiya, Danimarka, ABD, Kanada Hollanda ve İngiltere ilk ona girerek izliyor.

2011 yılı için en önemli ve fark edici çıkışı Çin yapıyor ve 43. Sıradan 29. Sıraya yükseliyor. Bölgesel olarak incelendiğinde ise, Uzak Doğu Asya ile Avrupa arasındaki uçurum gittikçe kapanıyor. Hindistan ise ilginç biçimde 56.lıktan 62.liğe düşüyor ve özel bir incelemeyi hak ediyor. Asıl önemli olan bir inceleme de ülkemizin durumu açısından yapılmalı. Türkiye 2009 yılında 51. , 2010’ da 67.liğe düşmüş iken 2011 de ancak 65. olabiliyor.

Bu durum bize, yenilikçiliğin küresel bir olgu haline geldiğini ve ülkelerin buradaki başarılarının ekonomilerinin de başarıları getirebileceğini göstermesi açısından çok önemli. Avrupa ülkeleri Uzak Doğu ülkeleri karşısında ‘’ yenilikçi rekabetçilik’’ alanlarında, ekonomik krizinde etkisi ile zorlandıklarını gösteriyor. Bir başka önemli konu da yeni oluşacak milyonlarca tüketici bu ülkelerde yenilikçilikte yapılan ürünlere ulaşmak için çabalayacaktır. Rekabetin gittikçe, bu insanlara ürün ve hizmet yetiştirmede şiddetleneceğini öngörebilmek olanaklı.

BİLGİ TEKNOLOJİLERİNDEKİ DURUMUMUZ

Ülkemizi ilgilendiren ve birinci raporla da bağlantısı, ilişkisi kurulabilecek olan ikinci araştırma raporu ‘’Dünya Ekonomik Fonunu (WEF) Küresel Bilgi Teknolojisi Raporu’’ dur. Bu rapora göre, 142 ülke arasında birinci sırayı İsveç alırken, Singapur ve Finlandiya onu izliyor. Kuzey Avrupa ülkeleri öncüler olarak görünürken ABD ilk on içinde sekizinci sırada yer alıyor. Ülkemiz ise, ancak 52. sırada yer alabiliyor. Bilgi teknolojileri konusunda ülkeler arasındaki uçurumu ortaya koyması açısından da derinlemesine analizi ülkemiz açısından hak eden bir çalışma.

SONUÇ:

Her iki raporunda bizlere gösterdiği bir gerçek var ki, ülkemizin durumu küresel boyutlardaki bilgi teknolojileri ve yenilikçilik konularında hala yarı tarım ve yarı sanayi toplumu olmaktan öteye fazla ilerleyemiyor olmamızdır. Bilgi dünyasında küresel aktör olabilmemiz için, ortalarda yer aldığımız bu göstergelerde muhakkak üst sırada yükselebilmeliyiz. Yükseköğretimin ele alınıp yeniden düzenlenmesinin söz konusu edildiği bu günlerde, böyle somut ve bilimsel veriler bizlere yol gösterici olabilmelidir.

Daha fazla bilgi almak isteyenler için;

www.globalinnovationindex.org

www.weforum.org

Hiç yorum yok: