29 Eylül 2010 Çarşamba

AR-GE 2010 ÖDÜLLERİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Geçtiğimiz haftalarda Cumhuriyet Bilim Teknoloji ekinde yayınlanan yazımı buradan da sizlerle paylaşmak istedim. Hepinize keyifli okumalar diliyorum.

Dünyada ARGE eğilimi ve Türkiye için bazı anımsatmalar

Rekabetçi piyasa ekonomilerine sahip ülkelerde çeşitli alanlarda “en iyi”leri seçmek ve bunu açıklamak yaygın olarak kullanılan bir uygulama. En iyi üniversite, en iyi yenilik, yılın en iyi arabası gibi uygulamalar gittikçe yaygınlaşıyor. Bunlardan bir tanesi de, R&D Magazine dergisi tarafından 1963’ten bu yana kırk yedi yıldır devam eden ve bir tür uluslararası yarışı simgeleyen, dünya ölçeğinde ARGE çalışmalarında yüz en iyinin seçimi ve ödüllendirilmesi. Günlük hayatımıza giren ve evlerde kullanmaya alıştığımız birçok ürün bu değerlendirmelerde değişik yıllarda yer almış. Örneğin; ATM 1973 yılında, halojen lamba 1974 yılında, faks makinesi 1975 yılında, nikotin bandı 1992 yılında, HD televizyon 1998 yılında sıralamaya girip ödül alan ürünler arasında.

Her yıl kesintisiz yapılan bu değerlendirme ve ödüllendirmenin 2010 için olanı da gerçekleştirildi ve günlük ulusal gazetelerde yer aldı. Yılın en son teknoloji ürünlerinin, en iyi teknolojik başarı ve ürün geliştirme becerisi gösteren kişi, kurum ya da kuruluşların yapılan değerlendirmeler sonucu belirlendi. İleri düzey test ekipmanları, yenilikçi yeni malzemeler, kimyasal yenilikler, biyomedikal ürünler, tüketim ürünleri, yüksek enerji fiziği gibi konular değerlendirme kapsamında yer alıyor. Hiç şüphesiz, konu destekli araştırma, üretim ve sanayi alanlarının araştırmaları da seçime dahil olmaktadır.

90.000 bilim adamı ve mühendise ulaşan R&D Magazine dergisi, bu çalışma için geniş bir panel oluşturmakta ve gelen değerlendirmeler için son söz ve seçim derginin editörleri tarafından yapılmakta ve böylece yılın yeni gelişme ve araştırmaların gerçekleştirildiği birçok alandaki en iyi yüz ARGE seçilmektedir. Yılın en yenilikçi fikirleri olarak ürünlerin ulusal ve uluslararası ölçekte belirlenmesi alanında bir tür “yenilikçilik oskarları” olarak da değerlendirilmektedir.

İLGİNÇ SONUÇLAR

Sonuçlara değişik açılardan bakıldığında;

  • ABD’de 88, Avrupa ülkelerinde 7 (Almanya 2, İsviçre 2, Fransa ve Avusturya, İngiltere ), Uzakdoğu ülkelerinde 5 (Tayvan 4, Japonya 1) kişi ve kurum dereceye girdi.
  • Konular açısından irdelendiğinde 13 proje ile biyobilim, 11 proje ile malzeme, 10 proje ile proses bilimlerinin ilk üç sırayı aldığı görülüyor.
  • Bunların dışında, projelerin gerçekleştirildikleri yerler göz önüne alındığında; 23 projenin şirketlerde, 12 projenin üniversitelerde ve 8 projenin ise kamu laboratuarlarında gerçekleşmiş olduğu dikkat çekiyor.

Diğer ilgi çekici konular ise:

  • Tayvan’ın listeye giren üç çalışması, Endüstriyel Araştırma Enstitüsü (ITR) tarafından gerçekleşmiş.
  • İsviçre’nin çalışmalarından biri, İsviçre Federal Teknoloji Enstitülerin ortak çalışması ile olmuş, bir diğeri ise Zurih’deki IBM Araştırma Merkezi ile gerçekleşmiş.
  • Japonya, altı araştırma kurumunun ortak desteği ile Toyota Motor Co. için yapılmış çalışma ile listeye girmiş.
  • Üniversiteler açısından katılımlar farklı bir dağılım gösterirken dikkat çekici olan konu M.I.T Laboratuarları altı proje çalışması ile ödüllendirilerek ilk yüz içinde yer almıştır.

ÜLKEMİZİN KONUMU

Ülkemizin bu listedeki konumuna bakıldığında, ilk olarak bu değerlendirmede hiçbir şirket, ürün ve kuruluşun yer almaması dikkat çekici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer konu, özel şirketlerin çok daha fazla ARGE harcamaları yaparak öne geçmeleri hiç şüphesiz ki kendini açıkça göstermektedir. Bizde ise tam tersi bir durum var. Ülkemizde özel şirketlerin ARGE yatırımlarını arttırmaları gerekiyor. Günümüzde “sanayi-üniversite-devlet” üçgenindeki işbirliğinde en çok harcama devlet üniversiteleri ve kamu kuruluşlarının araştırmaları tarafından yapılmasına karşın, bu tür sıralamalarda bu açıdan da yer almamamız dikkat çekicidir. Ayrıca, ülkemizdeki ARGE uzmanları ve araştırmacı sayısının ABD, Avrupa ve Uzakdoğu ülkeleri arasında oldukça düşük sayıda olması üniversitelerimize de bilim adamı ve araştırmacı yetiştirmede büyük sorumluluk getirmektedir. Öte yandan, ARGE harcamalarının milli gelir içindeki payı dikkate alındığında listede yer alan ABD, Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinin çok altında bir noktada olduğumuz görülmektedir ve bu durum uluslararası yayın sıralamasındaki yerimizi de etkilemektedir.

Yeni dünyanın açık, rekabetçi ve bu nedenle yenilikçi bir yapıda oluştuğu göz önüne alındığında, bu tür sıralamaların ve ödüllerin toplumsal bilinçlenme açısından önemli olduğu ve kişi, kurum ve kuruluşları teşvik ettiği unutulmamalıdır. Bu tür çalışmalar ve ödüller, ihtiyaç duyulan yeni ürünlerin başarılı biçimde geliştirilip piyasaya sürülmesinde önemli bir itici güç olarak da görülebilir. Ekonomik krizden çıkan şirketlerin ve bulundukları ülkelerin başarılarının en büyük nedeninin, ARGE ve “yenilikçilik” konularında yapılan yatırımlara dayandığı çeşitli araştırmalarla ortaya konuyor. Bu nedenlerle bu konularda tasarrufların olmaması gerekiyor. Ülkemizin, gelecekte en azında bölgesinde bir ARGE, yenilikçilik ve üretim merkezi olması, ARGE çalışmaları ve yatırımlarının daha etkin yönetilmesine bağlı görünüyor.

Prof.Dr Yavuz ODABAŞI
Anadolu Üniversitesi, İşletme Fakültesi
yodabasi@anadolu.edu.tr

Yazının yayınlandığı yer: Cumhuriyet Bilim Teknoloji, 17.09.2010, Yıl:24,Sayı1226,S.18

Hiç yorum yok: